top of page

YILAN ZEHRİ ALZHEIMER İÇİN TEDAVİ OLABİLİR Mİ?

Melbourne’ daki araştırmacılar yılan zehrinin Alzheimer hastalığına neden olan plakları ortadan kaldırabileceğine inanıyor bu durum teşhisi yeni koyulmuş hastalar için ilaç olabilecek bir umut.

Monash Universitesi’ndeki araştırmacılar tarafından yapılan keşif, çukur engereği diye bilinen yılanların zehrini kullanıyor ve bu yılan Güney ve Orta Amerika’nın bazı yerlerinde bulunuyor. Bu zehirden üretilen ilaç amyloid beta isimli  Alzheimer’a neden olan toksik proteini hedef alıyor.

Sağlıklı insanlar bu proteini oluştuğu ve biriktiği gibi parçalayabiliyorken hasta bireylerde bunu yapacak enzim  çalışamıyor veamloid beta oluşuyor. Bu durum birçok  zarara sahip plak katmanlarının oluşmasına sebep oluyor.

Alzheimer gibi bunaklık hastalıklarından 350,000 kişiden fazlasını Avustralya’da etkiledi ve bu hastalıklar sağlık ve yaşlı bakım hizmetleriyle her yıl 5 milyar dolar gidere neden oluyor.

1458441467893

Şu aralar araştırmacılar arasında bu enzimi tekrar aktif edip vücudun amyloid betayı yıkmaya devam etmesini sağlayacak ilacı bulmak için adeta bir yarış söz konusu.  Monash’daki  araştırmacılar,  Dr. Sanjaya Kuruppu ve Biomedicine Discovery Institute Üniversitesinden Prof. Ian Smith bir cevap bulduklarına inanıyorlar.

Çukur engereğinin cevap olabileceği araştırmaları, Nature Scientific Reports’ da yayımlandı. Ayrıca Dr. Kuruppu profosyonel çalışma hayatının çoğunu yılan zehirlerinin tıbbi tedavilerde kullanımı için harcadı. Ona göre yılan zehirleri belli bir başlama noktasıydı.

Zehrin birçok tipini kontrol ettikten sonra Dr. Kuruppu çukur engereğinin enzimleri zararlı proteinleri yıkmak için uyaran bir moleküle sahip olduğunu buldu.

Bu inanılmaz buluş erken evredeki plak katmanları ilerlememiş Alzheimer hastaları için umut sunuyor.

Bu molekülün sentetik versiyonu çoktan laboratuvarda üretildi ve çukur engereğinin zehri kadar etkili olduğu kanıtlandı.

Tedavi insanlar üzerinde kullanılabilirliğine karar verilmeden önce şimdilik fareler üzerinde deneniyor.

Çeviren: Ecem Kuşcuoğlu

Kaynak: STUFF

bottom of page