top of page

Orman Yangınları Her Zaman Kötü müdür?: Orman Oluşumunda Süksesyon

Orman yangınları genellikle kötü sonuçlar doğuran bir felakettir. Çoğu orman yangını ihmalkârlıktan dolayı çıkar. Ormanlık alanlarda yapılan piknikler, yakılan mangal ya da ateşler, ormanlık alanlara atılan izmaritler veya mercek görevi görebilecek camdan nesneler, çiftçiler tarafından yakılan anızlar orman yangınlarının en büyük sebeplerinden biridir. Özellikle zamanında müdahale edilmediğinde ciddi hasarlar bırakabilir. Peki, sizce yangınların ormanlara pozitif katkısı olabilir mi? Evet, olabilir. Hadi nasıl olduğuna bir bakalım.

Önce yangınların orman ekosistemi üzerindeki etkileri belirtmeliyiz. Orman yangınlarının ormanlara, tohumlara, ölü örtüye, toprağa ve orman yaban hayatına zarar vermesi veya sürdürülebilirliğine fayda sağlaması gibi doğrudan etkileri olmasının yanında biyotik, iklimsel ve toprağa ait etkenleri değiştirebilmesi gibi dolaylı etkileri de vardır. Yangınlar, ekosistem dinamikleri üzerinde ekosistemlerin yapısı, tür kompozisyonu(farklı türlerin göreceli çoğunluğu) ve zenginliği üzerinde olumlu yönde değişikliklere neden olmaları veya sürekliliği sağlamada katkıda bulunmaları nedeniyle büyük bir etki sağlamaktadır. Birçok orman ekosisteminde yangın sistemin bir çarkı gibidir. Afrika savanaları, Akdeniz makilikleri veya dünya genelinde bulunan çam ormanlarının sürekliliği için düzenli olarak orman yangınlarının gerçekleşmesi çok önemlidir. Bu duruma ekolojide süksesyon olarak adlandırılır.

Peki, bunun nedeni ne? Neden bu bitkiler yangına bu kadar muhtaç? Cevap: adaptasyon. Özellikle edindikleri adaptasyon sayesinde bu bitkiler yangınlardan aldıkları hasarı telafi etmekte zorluk yaşamazlar. Bu bitkiler genel olarak sıcak iklim koşullarına sahip coğrafik bölgelerde yayılım göstermiştir. İklimin zor koşulları sebebiyle yangına meyilli olmayan bitkiler bölgeye tutunamazken bu koşullara adapte olabilen bitkiler uçsuz bucaksız ormanlar oluşturabilecek kadar tutunmuşlardır. Hatta öyle adapte olmuşlardır ki yanmazlarsa sahip oldukları ekosistem bozulur!

Yangından Yararlanma Sistemi

Ormanlar yangından nasıl faydalanıyor olabilir ki, diyor olabilirsiniz. Yangının yardımcı olduğu çok fazla konu var. Bazı çamlar ve okaliptüs gibi bazı bitkiler yangın olmadan üreyemezler. Tohumları yangın ve yüksek sıcaklık olmadan aktive olamazlar, aynı zamanda tohumu saran reçine yüksek sıcaklık nedeniyle erimediği sürece tohumlar açığa çıkamaz. Örneğin Pinus halepensis ve P. brutia bitkilerinin tohumları, yangına karşı korunacak bir şekilde ve her an çimlenmeye hazır şekilde muhafaza edilir. Kozalaklarda bulunan reçinenin tohumları ve kozalak pullarını yapıştırarak oluşturduğu sıkı yapı sayesinde tohumlar zarar görmeden uzun yıllar boyu saklanabilir. Yangın gerçekleştiğinde sıcaklığın etkisiyle eriyen reçine tohumları serbest bırakır ve rüzgâr ile tohumlar çevreye dağılır. Yangının bitmesinden sonra (doğal yolla başlayan yangınlar genelde doğal yollarla yani yağmurla biter) çimlenen tohumlardan yeni bireyler oluşur. Böylece bitki yangında yok olma ya da zarar görme ihtimaline karşı neslini garanti altına almış olur.

Pinus brutia bitkisinin kozalakları

Yüksek sıcaklık bazı bitkilerde çimlenmeyi tetikler. Tohumun en dışında bulunan ve çimlenmesini engelleyen kabuk sıcaklık şoku etkisiyle çatlar veya erir ve suyun girmesine olanak sağlar. Yangınların etkisiyle oluşan yüksek sıcaklık sayesinde çimlenme olasılığı artan bitkiler varlıklarını bu şekilde sürdürür. Yangın olmadığında tohumun kabuğu kırılmayacağı için çimlenme sağlanamaz, bu da bitkinin çoğalma şansını azaltır. Ortamda bulunan kül tabakası, duman kokusu, yanmış odun parçaları da kimyasal olarak tohumun kabuğunu etkileyerek çimlenmeyi sağlayabilir.

Bazı çalılıkların yangınlardan sonra çiçeklenme eskisine göre artar. Bunun nedeni genellikle yangının yarattığı sıcaklık veya yanan yapraklardır. Aynı zamanda yangından sonra çiçeklenmeyi arttıran etkenlere ulaşılabilirliğin artması da çiçeklenmede etkili olabilir. Çiçeklenmenin artması yaklaşık olarak yangından bir sene sonra başlar.

Yangından Korunma Sistemi

Tabii kendini korumak için özellikler geliştirmek de bitkilerin yangına karşı alabileceği bir önlemdir. Bunu da kalın dış kabuklar sağlar. Yangının önemli dokulara ulaşmasını engellemek için kalın ve sert kabuk ile kendini güçlendirmiş bitkiler yangından çok az hasar alarak ve yangından sonraki süreçte kendini çok daha hızlı toparlayarak varlıklarını sürdürürler. Örneğin Quercus suber bitkisi. Kalın kabuğu hem yangının önemli dokulara ulaşmasını engeller hem de ısı yalıtımı sağlayarak sıcaklığın dokularını etkilemesini önler.

Akdeniz tipi ekosistemlerde bulunan birçok bitki türü, toprak altı organlarından filizlenme yoluyla rejenere olma yeteneğine sahiptir. Toprağın altında bulunan dokular genellikle sıcaklık artışına maruz kalmazlar. Yangın ve yangının sıcaklık etkisi dahi toprağın 5 cm’den derin noktalarına toprağın yalıtım sağlaması nedeniyle ulaşamaz. Bu nedenle bitki rejenere olabilmek için toprağın üst kısmında bulunan organlarını feda ederek alt kısımlardaki organlarını korur. Yangından sonra rejenere olarak yeni fideler oluştururlar. Fakat bu fidelerin toprağa tutunabilmesi için yangının bitmesi ve ortamda uygun nem ve sıcaklık koşullarının sağlanmış olması gerekir.

Diyelim ki bir ağaç yangın esnasında tohumlarını çevreye dağıttı, yüksek sıcaklık sayesinde tohum kabuğu kırıldı ve tohum çimlenmeye başladı. Sonra gelişti bir fide oldu. O fide sonra genç bir ağaç oldu. Peki ya tohum üretebildiği döneme girmeden yeniden bir yangın olursa? Yangından korunacak kalın bir kabuğu, güçlü bir yer altı dokusu yokken kendini ya da gelecek neslini nasıl koruyabilir? Üreme dönemine erken girerek tabii ki. Örneğin Pinus brutia 4, Pinus halepensis 5 yaşındayken olgun kozalak oluşturmaya başlar. Bu ağaçların ortalama ömrünün 150 yıl civarında olduğunu söylersek 4-5 sene oldukça erken bir yaş sayılır. Bu sayede erken üreme dönemine girerek yok olma riskini oldukça azaltırlar. 

Peki, o kadar bahsettiğimiz bu yangınlar nasıl çıkıyor? Bir orman kendini nasıl yakabilir? Aslında bunda birkaç etmen söz konusu. İklimin en önemli etkenlerden biri olduğunu söylemiştik. Sıcak iklim ağaçların ve otların tutuşma ihtimalini arttırıyor. Asıl ilginç olan şey ise sıcak iklimde bulunan ve yangınlara adapte olmuş bitkilerin adapte olamamış bitkilere oranla daha çabuk tutuşmasıdır. Yani yanmak için oldukça elverişlidirler. Bunun nedeni de yukarıda bahsettiğimiz gibi yangınla ve onunla birlikte ortaya çıkan etmenlerin bitkilerin yararına olmasıdır. Aynı zamanda ormanda yaşayan bazı kuşlar kolay tutuşan otları güneş ışığının çok olduğu yerlere bırakmak suretiyle orman yangınlarına sebep oldukları da bilinmektedir.

Maalesef doğal hayatın akışına aykırı olan sebepler veya amaçlarla çıkan yangınlar orman ekosisteminde bulunan canlı cansız bütün varlıkları kötü etkilemektedir. Başta ülkemizde olmak üzere tüm dünyada yaşanan bu felaketler hepimizi üzmekte dünyamıza gittikçe daha çok zarar vermektedir. Elbette doğamızı korumak, daha bilinçli nesiller yetiştirmek, küresel ısınmayı engellemek veya yavaşlatmak için uğraşmak doğal sistemin hali hazırda sahip olduğu düzeni sürdürebilmek için atılabilecek adımlar olabilir. Ancak bütün bunlar dışında zaten sistemin bir parçası olan yangınlara daha bilinçli yaklaşmak ve doğanın dilini anlamak için çaba göstermek de bir o kadar önemlidir. Umarız ki insanoğlu olarak yaşadığımız bu dünyanın sahibi olmadığımızı, doğayı yenebilecek güce ve bilgiye asla erişemeyeceğimizi ve doğanın her zaman insanlıktan daha üstün olduğunu bir gün anlarız.

Yazar: Şule Nur Mutlu

Editör: Cengizhan Öztürk

Referanslar

Akdeniztelgraf.com. (2021, September 19). Türkiye’nin en Büyük Yangını Sonrası Doğa Yeniden Canlanıyor. Akdeniz Telgraf. Retrieved December 6, 2021, from https://www.akdeniztelgraf.com/haber/7806347/turkiyenin-en-buyuk-yangini-sonrasi-doga-yeniden-canlaniyor. 

Bakırcı, Ç. M. (2020, November 22). Vejetasyon. Evrim Ağacı. Retrieved December 6, 2021, from https://evrimagaci.org/vejetasyon-5627. 

Doğan, H. C. (2021, July 6). Pinus brutia (kızıl çam). Kocaeli Bitkileri. Retrieved December 6, 2021, from https://kocaelibitkileri.com/pinus-brutia/. 

DOĞANAY, H., & DOĞANAY, S. (2011). TÜRKİYE’DE ORMAN YANGINLARI VE ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER / Forest Fires and Measures to be Taken in Turkey. Doğu Coğrafya Dergisi, (11), 31–48.

Kaya, C. T., & Kaplan, A. (2021, August 25). Orman Yangınında Yanan Ağaçların Kökleri Filizlendi. Haber Sitesi. Retrieved December 6, 2021, from https://www.habersitesi.com/orman-yangininda-yanan-agaclarin-kokleri-filizlendi-762093h.htm. 

Kılıç, M., Bakırcı, Ç. M., Bakırcı-Taylor, A. L., Igiebor, F., & Günal, A. (2021, August 20). Orman Yangınları ve Yangın Ekolojisi: Doğal Yangınlar, Orman Sağlığı İçin Neden Önemlidir? Yangınlarla Nasıl Mücadele Etmek Gerekir? Evrim Ağacı. Retrieved December 6, 2021, from https://evrimagaci.org/orman-yanginlari-ve-yangin-ekolojisi-dogal-yanginlar-orman-sagligi-icin-neden-onemlidir-yanginlarla-nasil-mucadele-etmek-gerekir-10779. 

Sezer, M. A. (2020, March 9). Avustralya’da Yangınların Küle çevirdiği Bazı Yerlerde Doğa Yeniden Canlanmaya Başladı. biacaip. Retrieved December 6, 2021, from https://biacaip.com/avustralyada-yanginlarin-kule-cevirdigi-bazi-yerlerde-doga-yeniden-canlanmaya-basladi/. 

Tavşancıoğlu, Ç., & Gürkan, B. (2004). Akdeniz Havzasında bitkilerin kuraklık ve yangına uyumları. Ot Sistematik Botanik Dergisi, 119–132.

ÖZKAN, L., & ÖZTÜRK, N. (2019). Orman Yangınları ve Yaban Hayatı. Doğanın Sesi, (4), 67–74.

Comments


bottom of page