top of page

Doğanın Olimpiyatçıları: Rekor Kıran Kelebekler

Bir atı yarışta yenebilir, bir fırtınada hayatta kalabilirler. Bu kelebeklerin lügatında zor diye bir kelime yok.

Hayatta kalmak için rekabet etmek kaçınılmazdır ve bu rekabet bazı türleri daha hızlı, daha uzun, daha güçlü ve daha büyük olmaya itmiştir.

Bu kelebeklerin başarılarının arkasındaki sırları kelebek küratörü Dr. Blanca Huertas açıklıyor.


Sıçrayıcılar hız şampiyonlarıdır. © David J Martin/Shutterstock.com

En Hızlı Kelebekler: Sıçrayıcılar

Sıçrayıcılar doğadaki kısa mesafe koşucularıdır. Saatte yaklaşık 60 kilometre yol alabilirler ve doğadaki en hızlı reflekslere sahip olan hayvanlardan biridir. Yarışta bir ata ayak uydurabilen bu kelebekler isimlerini hızlı uçuş modellerinden almışlardır.

Yaklaşık 4000 farklı türü olan bu kelebekler, Antarktika hariç Dünya’nın her yerinde bulunur.Araştırmacıların son zamanlardaki bulgularına göre ürkütülen bir sıçrayıcı ortalama bir insandan en az iki kat daha hızlı tepki verebilir.

Huertas: “Sıçrayıcılar, hızlı tepkilerinin ve uçuş hızlarının yardımıyla olası tehlikeler ve yırtıcılar ile baş edebiliyor” diye ekliyor.


 Açık yeşil Kraliçe Aleksandra’nın kuşkanatlısı yağmur ormanlarının içinde parıldayan kelebeklerdir   © Mark Pellegrini, via Wikimedia Commons

En Büyük Kelebek: Kraliçe Aleksandra’nın kuşkanatlısı (Ornithoptera alexandrae)

Bu kelebeklerin dişileri 27 santimetre kanat genişliğiyle Dünya’nın en büyük kelebekleridir.

Nesli tükenmekte olan bu kelebekler Papua Yeni Gine’nin kuzeyindeki yağmur ormanlarında yaşarlar ve ekosistemde önemli bir rol oynarlar.

Onların bu büyük boyutları bitkiler arasında diğer böceklerin başaramayacağı kadar tozlaşma yapabilme imkanı sunar. Ne yazık ki bu kelebeklerin yaşam ortamları palmiye yağı üretimine yer açmak için hızla yok edilmektedir.

Dişiler koyu kahverengi üstüne krem rengi parçalar ve sarı mide bölgesinden oluşurken erkekler açık yeşildir.

Huertas: “Kaydedilen en büyük örnek 27,3 santimetre kanat genişliğiyle Lepidoptera Müzesi koleksiyonlarının içindedir ve 1800’lü yılların sonunda ele geçirilmiş olmasına rağmen daha dün yakalanmış gibidir” diye ekliyor.


Diken kelebeği düzinelerce farklı ortama adapte olabilir.

© Gary L Brewer/Shutterstock.com

En Uzun Göç: Diken Kelebeği (Vanessa cardui)

Kelebekler dünyasının bayrak yarışçıları diken kelebekleri etkileyici bir yol kat ederek tropikal Afrika’dan Kuzey Kutup dairesine yaklaşık 14484 kilometre yol alır.

Tek başına bir kelebek bu yolculuğu tamamlayamayacağı için yolculuk evreler halinde ve birbirini takip eden 6 neslin kuzeye uçuşuyla gerçekleşir.

Her sene Kanada’dan Meksika ve Kaliforniya’ya göç eden hükümdar kelebekte olan en uzun göç eden kelebek unvanını son bulgulara göre diken kelebeği devralmış gözüküyor.

Antarktika ve Avustralya hariç her kıtada bulunan diken kelebekleri Dünya’da bulunan en yaygın kelebeklerden biridir.

Dağ zirvelerinden kumsallara birçok habitatta mutlu olan bu kelebekler bataklıklardan, çöllere, kumullardan yağmur ormanlarına kadar çeşitli ortamlara kolayca adapte olabiliyor.

Huertas: “Diken kelebeğinin çeşitli ortamlara olan adaptasyon yeteneği onların başarılı bir şekilde gelişip üreyebildiği anlamına geliyor. Bu kelebek Dünya’daki en ilgi çekici ve en güzel kelebeklerden biridir” diye ekliyor.

Morgan's sphinx moth

Darwin bu canlıların varlığını daha onlar keşfedilmeden önce tahmin etmişti.

© kqedquest, licensed under CC BY-NC 2.0

En Uzun Hortum: Morgan Sfenks (Atmaca) Güvesi (Xanthopan morganii)

Kelebeklerdeki uzun ağız kısımlarına hortum denir ve kelebekler çiçeklerde gizlenen nektarı bu hortum ile çekerek beslenirler.

Morgan sfenksinin hortumu 30-31 santimetre uzunluğundadır. Bu kelebek, nektarını tabanından çıkan uzun ve ince boru şeklinde bir çıkıntıda gizleyen ender bir bitki olan Madagaskar orkidesinin tek tozlayıcısıdır.

Charles Darwin, bu kelebeklerin beslendiği orkidelerle çalışma yaptıktan sonra böyle bir canlının varlığını daha keşfedilmeden tahmin etmiştir.

Darwin, nektarını böylesine iyi saklayan herhangi bir çiçeğin ona uygun bir tozlayıcıya ihtiyacı olacağını biliyordu. Darwin 1882’de öldü fakat güve 1903’e kadar keşfedilmedi.

Bir müzenin sfenks kelebeği uzmanı Dr. Ian Kitching: “Bitki ve güve birbirine öyle mükemmel bir şekilde uyumludur ki birbirilerinin hayatta kalmasına katkıda bulunurlar” diye ekliyor.


Piercolias forsteri minik olabilir ama yüksek atlayıcı olan bu kelebek herhangi bir kelebekten daha yükseğe uçabilir.  © Gerardo Lamas/The Bavarian State Collection of Zoology

En Yüksek Uçan: Piercolias forsteri

Bu türler Güney Amerika’da bulunan ve deniz seviyesinden yaklaşık olarak 4200 metre yukarıda bulunan Bolivya’nın yüksek And Dağlarında uçarlar.

Bu kelebek buz, kar, kayalar ile kaplı ve seyrek bitki örtülü tepelerde gezinir.

Bu kelebek ile yakından ilgili türler, benzer yüksekliklerde aşırı sıcaklıklara göğüs gererek uçar.

Doğa bilimci Gustav Garlepp bu kelebekle yakından ilgili Piercolias huanaco kelebeğini keşfettiğinde: “Bu tür atıkları veya çölleri neden seçtiklerini ya da oralarda nasıl yaşadıklarını anlayamıyorum” diye belirtmiş.

Çeviren: Kutluay Kaan TAMER

Kaynak: NHM

bottom of page