top of page

Denizaltının Filozofları

-Sualtı Yaşamı

Sualtı yaşamı bizler için her zaman gizem kaynağı olmuştur. Bilim insanları tarafından yaşamın başlangıç kaynağı olarak kabul edilen sular, dünyamızın yaklaşık %70’ini oluşturuyor. Hayatımızda bu kadar geniş yer kaplayan bu uçsuz bucaksız deryaları ve onların ev sahipliği yaptığı yaşam formlarını belki de biraz daha detaylı incelemeliyiz. Bu yazıda ise bunlardan sadece biri olan ve belki de en sofistike olanını, ahtapotları, daha yakından tanımaya çalışacağız. Onların dilinden konuşabilmek, hatta onların düşünebildiği şekilde düşünebilmek bizler için birçok yeni araştırmanın kapısını aralayacaktır.

–Ahtapotları ne kadar tanıyoruz?

Ahtapotlar, birçok insan tarafından 8 kollu ve ürkütücü deniz ‘canavarları’ olarak tanımlanır. Oysa ki ahtapotlar, yüzeysel bilgilerimizin aksine daha yakından tanımamız gereken ve anlaşılması karmaşık canlılardır. Omurgasız canlıların kafadanbacaklılar sınıfında bulunan ahtapotlar, kendi sınıfının içinde gösterdiği nörolojik evrimlerle diğer omurgasız canlılara göre bazı farklılıklar sergiliyor. Onlara neden “denizaltı filozofları” dediğimizden tam olarak bu noktada bahsetmemiz gerekiyor. Yetişkin ahtapotlar ortalama 300-500 milyon kadar sinir hücresi bulundurur. Onları omurgasız canlılar arasında en zeki kılan da budur aslında, çünkü sofistike davranışların ortaya çıkışı nöral sistemin yapısından, yani sinir hücrelerinin sayısı ve karmaşıklığından geçer. Bir kıyas olması için köpeklerin 600 milyon civarında, kedilerin ise 250 milyon civarında sinir hücresine sahip olduğu örneklerini verebiliriz. Bu omurgasız canlının gelişmiş zeka belirtilerinin örneklerini ise dokunma hissiyatının güçlü oluşu, bağ kurma özelliğinin bulunması, savunma ve avlanma özelliğinin gelişmiş olması, problem çözme yeteneğinin bulunması hatta bunları yaparken alet kullanabilmesi gibi birçok alanda gözlemleyebiliyoruz.

-Hissetme ve Algılama

Ahtapot kolları çok özel yapılardır. Nöronlarının yaklaşık üçte ikisi kollarında bulunur ve bunlar beyinden ayrı şekilde karar alma mekanizmasına sahiptirler. Kollarının iç kısmında bulunan yuvarlak, minik gözeneklere benzeyen bölgeler vantuz veya emici olarak adlandırılır. Ahtapot vantuzları hem avlanma esnasında hem kendini savunurken hem de nesneleri hissetme, kavrama ve algılama biçimiyle oldukça hassas işlevlere sahiptir. Bu vantuzlar çok sayıda kimyasal reseptör bulundurması sayesinde dokunduğu nesnelerin tadını ve kokusunu algılayabilir hatta onlarla bağ bile kurabilir. Geçtiğimiz yıl Netflix’te yayınlanan ve birçok ödül kazanan ‘Ahtapottan Öğrendiklerim’ adlı belgeselde, doğa tarihçisi olan Craig Foster’ın bir ahtapotla olan hikayesinde de “Ahtapotlarla gerçekten bağ kurabilir miyiz?” konusundan bahsediliyor.

spor, su sporu, yüzme içeren bir resim

Açıklama otomatik olarak oluşturuldu

Şekil 1. “Ahtapottan Öğrendiklerim ” adlı belgeselden bir görsel

-Savunma ve Avlanma

Ahtapotların olağanüstü zekalarını gözlemleyebildiğimiz diğer bir konu ise savunma ve avlanma biçimleri. Ahtapotlar savunma ve avlanma esnasında farklı teknikler uygulayabiliyor. Örneğin alet kullanabiliyor veya kendilerini kamufle edebiliyorlar. Savunma esnasında alet kullanımı olarak ahtapotların çevrelerinde buldukları nesnelerden (deniz kabukları vb.) yararlanarak kendilerine kalkan oluşturduğu ve bütün dış hattını kapatarak kendilerini kamufle ettiği gözlemlenmiştir. Kendilerini kamufle etmelerinin bir başka örneği olarak taklit yeteneklerini örnek verebiliriz. Ahtapotların renk değiştirebilen canlılar olduğunu biliyoruz hatta bunu tehlike anında 200-300 milisaniye gibi çok hızlı bir aralıkta gerçekleştirebiliyorlar ama daha da ilginç olan ise taklit ederek renk değişimi yapmaları. Bazı türlerinde gözlenen bu olayın en bariz örneği “Taklitçi Ahtapot” denilen Thaumoctopus mimicus. Aslan balığı, deniz yılanı, pisi balığı gibi bazı deniz canlılarını taklit ederek onların renk ve şekillerini alabilen bu canlı, bunu çok akıllı bir şekilde savunma ve avlanma mekanizması olarak kullanıyor.

Şekil 2. Thaumoctopus mimicus (Taklitçi Ahtapot)

-Öğrenme ve Görsel Zeka

Görsel zekası çok güçlü olan bu canlılar, karmaşık durumlarda problem çözme ve kendileri için gerekli olan şeyleri öğrenme konusunda da epey gelişmişlerdir. Ahtapotların gözlemleyerek öğrenme becerileri üzerine yapılan bir deneyde, önceden belirlenmiş olan doğru topu seçmeleri üzerine kurulu deney düzeneğinde, ahtapotların doğru topu seçmesi için dört deneme gerekiyor ve gerekli antrenmanlar sonrası ahtapotların %85 gibi yüksek bir yüzdeyle topun yerini doğru seçtiği gözlemleniyor. Bu deneyi daha da ilginç kılan ise beş gün sonra bile bu deneyi %81 gibi ilk sefere oldukça yakın bir yüzdeyle tamamlayabiliyorlar ki bu da görsel hafızalarının ne kadar güçlü olduğunu bize gösteriyor. Bu deneyden yola çıkarak ahtapotların kendileri için en verimli yiyecek barındıran alanları ne kadar doğru tespit edebildiğini ve sonrasında bu bölgeleri tekrar deşifre etme ihtimallerinin ne kadar yüksek olduğunu öğrenmiş oluyoruz.

Avlanma ve yiyecek bulma konusunda şanslarını arttırmak için ahtapotların uyguladığı bir başka yöntem ise ‘kazan-değiştir’ denilen strateji. Diğer kafadanbacaklı canlıların aksine, ahtapotlar “Ne-Nerde-Ne Zaman?” hafıza metodunu farklı bir şekilde kullanıp en son nerede yediğini hatırlıyor ve bir sonraki avı için bölge değiştiriyor. Bu taktikle hem yiyecek bulma ihtimalini arttırıp hem de daha çeşitli beslenerek avlanmalarını daha verimli hale getiriyorlar.

Problem çözme ve Karar verme mekanizması

Bu kafadanbacaklı canlıların eşsizliğini inceleyebileceğimiz bir başka konu ise problem çözme yetenekleri ve karar verme mekanizması. Ahtapotlar çok meraklı canlılardır ve bilim insanları onların bu merakları üzerine giderek öğrenebilme becerilerini geliştirmeleri için tıpkı dört-beş yaşında bir çocuk gibi onlara legolar vererek gözlemlerde bulunuyor. Yapılan gözlemlerde ahtapotların bu legolarla temaslarda bulunarak onları kavraması, hissetmesi ve sanki bir çocuk gibi onlarla uzun süre oynaması dikkat çekiyor. Öğrenme ve keşfetme yeteneklerinin üzerine giderek onlara basit problemler veriliyor. Bunların bazılarında alet kullanma ve karmaşık durumları çözüme ulaştırma gibi becerilerini ortaya seriyorlar. Ahtapotların kapalı kutuların kapağını açabiliyor olması buna verebileceğimiz en güzel örneklerden biridir.

Şekil 3. Kendisine Rubik Küp verilen bir ahtapot

Rüya görme

Ahtapotların rüya görüp görmediği konusunda hala çok emin olamasak da araştırmalar ahtapotların da rüya görüyor olabileceğini söylüyor. Ahtapotlarda bulunan uyku aşamalarının, memelilerde olan aşamalara benzerliği dikkat çekiyor. Yapılan gözlemlerde ahtapotların sessiz uyku ve aktif uyku olarak iki evrede uykularını geçirmesi tıpkı memelilerde olan derin uyku ve hızlı göz hareketlerinin olduğu yani rüyanın gerçekleştiği (REM) uykusuna benziyor. Sessiz uyku esnasında ahtapotlarda herhangi bir değişim gözlenmezken her otuz-kırk dakikada bir tekrar eden aktif uyku esnasında tıpkı memelilerdeki gibi gözlerini hareket ettirdikleri gözleniyor. Bu olayı daha da ilginç kılan ise bu sırada derilerinde meydana gelen renk değişimleri. Ahtapotların derilerindeki renk değişimlerini uyanık olduklarında savunma veya avlanma mekanizması olarak kullandıklarını biliyoruz fakat uyku esnasında böyle değişimlerin meydana gelmesini araştırmacılar, o sırada rüyada gördükleri şeylerden kaynaklanabileceği şeklinde yorumluyor. Henüz ahtapotların beyin fonksiyonlarını tam olarak çözemediğimiz için ve kıyas olarak memelilerden yola çıktığımız için ahtapotların gerçekten rüya görüp görmediklerine tam emin olamıyoruz. Yine de elimizdeki verilerle rüya görüyor olma ihtimalleri oldukça yüksek ve heyecan verici bir ihtimal olarak gözüküyor.

–Üç kalp özelliği ve kanının farklı renkte olması

Ahtapotların bir diğer şaşırtıcı gelebilecek özelliği de üç kalbe sahip olmaları ve kanlarının farklı renkte olması. Ahtapotların kanları tahmin edilenin aksine kırmızı değil, yeşil-mavi renktedir. Kanlarında bulunan hemosiyanin isimli bakır pigmenti bu rengin ortaya çıkmasını sağlar.

–Astrobiyoloji ve ahtapotlar arasındaki ilişki?

Ahtapotların zekası üzerine yapılan araştırmalar sadece deniz biyologları veya nörologlarla da sınırlı kalmıyor. Astrobiyoloji alanında çalışmalarda bulunan birçok bilim insanı, ahtapotların diğer dünyalarda ortaya çıkma ihtimali olan zeki bir yaşam formunu incelemek için bize örnek teşkil edebileceğini, hatta kendi dünyamızdaki bilişsel evrimlerin çeşitliliğini anlamak için bize çok farklı bakış açıları kazandırabileceğini söylüyor. Kısacası ahtapotlar ile ilgili elimizdeki bilgiler şimdilik sınırlı gibi gözükse de ahtapotlar konusunda sadece biyoloji ile de sınırlı kalmayıp daha birçok alanla ilişkilendirmede bulunup yeni araştırmaların kapılarını aralayabilir ve bu canlıları daha iyi anlayabiliriz.

Yazar: Eymen Yeğenler

Editör: Kıvılcım Ekin Karkın

-Referanslar

Kaya, G., & Dabancı, U. (2021, May 4). Ahtapotlar ve İlginç Özellikleri: Dünyanın En Zeki Omurgasızları ile İlgili Neler Biliyoruz? Evrim Ağacı. https://evrimagaci.org/ahtapotlar-ve-ilginc-ozellikleri-dunyanin-en-zeki-omurgasizlari-ile-ilgili-neler-biliyoruz-3949

Pérez Ortega, R. (2021). Octopuses, like humans, sleep in two stages. Science. Published. https://doi.org/10.1126/science.abi7092

Researchers model how octopus arms make decisions (+ video). (2019). EurekAlert! https://www.eurekalert.org/news-releases/887763

Shamilyan, O., Kabin, I., Dyka, Z., Kuba, M., & Langendoerfer, P. (2021). Octopuses: biological facts and technical solutions. 2021 10th Mediterranean Conference on Embedded Computing (MECO). Published. https://doi.org/10.1109/meco52532.2021.9459727

bottom of page