Astrobiyoloji yaşamın temellerini birkaç konuda inceleyen, astrofizik ve biyoloji temelli interdisipliner bir bilim dalıdır. İncelediği konular yaşamın kökeni, evrimsel gelişimi, yaşamın çeşitli ortamlarda imkanlılığı, bu imkanların neler olduğu, uçlarda yaşam gibi konuları işler.
Popüler olarak şu sıralar incelenen Mars’ta yaşam da astrobiyolojinin araştırma alanına girer. Mesela Mars’ta yaşamak için gerekli olan bilgileri, yer koşullarını, atmosferdeki oksijen, su oranlarını bilmek gereklidir. Buna göre solunum sistemleri sağlanması gerekmektedir. Aynı zamanda yolculuk esnasında ve Mars yüzeyinde yer çekimi miktarı farklı olduğu için organ sistemlerimizde yaşanacak farklılıkları Dünya’da sağlanan yapay koşullarla deneylerle ön görebilmekteyiz.
Bir diğer popüler konu başlığı ise uzaylılar. Uzaylılar var mıdır varsa nasıldırlar? Muhtemel uzaylıların dili nedir gibi akıllardaki soru işaretleri de incelenir. Akıllı uzaylıların araştırıldığı SETI (Search for Extraterrestrial Intelligence – Dünya Dışı Akıllı Yaşam Araştırmaları) enstitüsünde bilim insanları, uzaylıların kurmuş olabilecekleri olası temas şekillerini (birçok dil bilimci), olası canlı yaşam sistemlerinin teorisini birçok biyolog birlikte geliştirir. Çeşitli gözlem evlerinde ise Dünya yakınlarındaki sinyal farklılıkları tespit edilir. Örneğin radyo dalgaları evrende uzun süreyle seyahat edebilen dalga boyu aralığındadır ve genellikle incelemeler bu dalga boyları üzerinden yapılır. Bunların yanı sıra yaşamın elverişli olabileceği çeşitli yıldız sistemleri hem bizim galaksimizde hem de yakın galaksilerde incelenir. Yaşamın elverişli olduğunu anlayabilmemiz için incelediğimiz gezegenin hangi elementler, hangi bileşikler içerdiğini öğrenmemiz gerekir. Bunun için gezegenin etrafında döndüğü yıldız hakkında bilgi sahibi olmamız da gerekir. Yıldızın yüzey sıcaklığı, yaşı ve çekirdeğinde gerçekleşmekte olan tepkimeler yıldızın tayfından anlaşılabilir. Bu bilgilerle, gezegenin yıldıza olması gereken uzaklığı, bizim yaşamımıza benzer yaşam formları oluşma olasılığı veya bizim kolonileştirebilme imkanımız olup olmadığına dair bilgilere ulaşabiliriz.
Yaşamın kökeni ise bir diğer inceleme konusudur. Bu konuda ulaşılabilen fosillerden elde edilen DNA, RNA ve protein örnekleri çeşitli işlemlere tabi tutularak dizilenir ve günümüz canlılarına olan benzerlik ve farklılıklarına göre sınıflandırılır. Yıl analizi ise yeni nesil dizileme (ENG.next generation sequencing) gibi çeşitli yöntemlerle yapılmaktadır.
Zannedildiği kadar yeni bir bilim dalı olmamasına rağmen astrobiyoloji terimi ülkemizde yeni yeni kullanılmakta ve alandaki bilgiler geliştirilmektedir. Tarihte eski toplumlar yıldızlara baktıkça faklı uygarlıklar olup olmadığını çok kez sorgulamıştır. Cevabı halen tam olarak bilinmese de konuda birçok görüş ve hipotez paylaşılmıştır. Drake denklemi bunların en bilinenlerinden biridir. Birçok bilim adamı denklem üzerinde kuşkuları olduğunu belirtmiştir. Denklem, ortalama yıldız oluşma hızı, yıldız başına düşen yaklaşık gezegen miktarı ve bu gezegenlerde yaşam oluşma olasılığı gibi çeşitli değişkenler üzerinden, üzerinde dünyamızdakine benzer yaşam oluşma olasılığı hakkında tahmin yürütür.
Uç koşullarda yaşam ise bir diğer konu başlığıdır ve aşırı soğuk veya aşırı sıcak ortamlarda yaşayan arkelerin veya çeşitli hücre gruplarının incelenmesidir. Bu bilgileri dünyamızı terk etmemiz durumunda kullanabilme olacağımız vardır ve bize dünya dışı yaşam hakkında bilgi verir.
Dünya benzeri çeşitli gezegenler ve Güneş Sistemimizdeki bazı uydular şu an mercek altındadır. Satürn’ün uydusu Titan gibi. Titan, metan (CH4 formüllü organik bileşik) yağmurları ve nehirleriyle ünlüdür. Bu atmosfer ve yer element ve bileşik içeriği Dünya’dan farklı ortamda, bileşiklerin çoğu organiktir. Yani Dünya’daki gibi canlılar tarafından üretilebilen ya da metabolik faaliyetlerde kullanılabilen bileşiklerden oluşmaktadır. Bu nedenle birçok astrobiyolog alanda çalışmaktadır ve Titan yakınlarından geçmesi planlanan Cassini isimli bir keşif aracı gönderilmiştir. Bu araç yüzey şartlarına göre Titan ve Encaladus gibi merak edilen uydular hakkında ve daha önce incelenme imkanı bulunamamış Satürn halkalarına dair araştırmacılara geniş bir bilgi sunacaktır.
YAZAN: HANDE ÇETİN
KAYNAK:
GÖRSEL KAYNAK:
Comments